DANIŞTAY, AKDENİZ BELEDİYESİNİ HAKLI BULDU!

Haber Merkezi - Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ), Mersin’in Merkez ilçesi Akdeniz Belediyesi sınırları içinde bulunan Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinde uygulamak istediği kentsel dönüşüm projesine TOKİ’ nin, Çay, Çilek ve Özgürlük mahalleleri hakkında 30 Kasım 2011’de aldığı ‘gecekondu önleme bölgesi ilanına’ karşı, HDP’li Akdeniz Belediyesi’nin açtığı davada Mersin 2. İdare Mahkemesi, davanın reddi yönünde karar vermişti.

Ancak Akdeniz Belediyesi, yerel mahkemenin bu kararının temyizi istemiyle yüksek mahkemeye başvurdu. Belediyenin itirazını görüşüp değerlendiren Danıştay 14. Dairesi, 2014/8306E ve 2015/5K sayılı kararıyla Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu. Akdeniz Belediyesi’nin, Mersin 2. İdare Mahkemesi kararı aleyhine yaptığı itirazı haklı bulan Danıştay, adı geçen 3 mahallenin gecekondu önleme bölgesi ilan edilemeyeceğine oy birliğiyle karar verdi.

‘Gece kondu önleme bölgesi olarak nitelendirmeye olanak yok’ Akdeniz Belediyesi'nin yaptığı itirazı haklı bulan Danıştay, “Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinin, gecekondu önleme bölgesi alanı olarak belirlenen kısımlarının büyük bölümünün planlı alanlardan oluşması ve bu alanlardaki yapıların bir kısmının ruhsatlı olduğu, büyük bir kısmının ise kişilerin kendilerine ait arsalar üzerinde yaptıkları ruhsatsız yapılar olduğu dikkate alındığında, söz konusu alanın gecekondu önleme bölgesi olarak nitelendirilmesine olanak yoktur” kararı verdi.

‘Rant ve tasfiye amaçlı projeler sonuçsuz kalacaktır’ Danıştay’ın kararını değerlendiren Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Yüksel Mutlu ve Fazıl Türk, TOKİ’nin 3 mahallede uygulamak istediği ‘kentsel dönüşüm projesindeki hukuksuzlukların yargı kararıyla teyit edildiğini belirttiler.

Bakanlar Kurulu’nun geçen yıllarda mahalleler hakkında verdiği ‘Acele Kamulaştırma Kararına’ ilişkin belediye olarak yaptıkları itirazın da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından kabul edildiğini hatırlatan eş başkanlar, on binlerce insanı borçlandırıp yeni bir göç dalgasına yol açacak projenin uygulanabilir olmadığını vurguladılar.

Rant ve tasfiye amaçlı projelerin sonuçsuz kalacağını en başından itibaren ifade etiklerini kaydeden Eş Başkanlar, “İnsan hayatından daha değerli hiçbir şey olamaz” ifadelerinde bulundu.