CHP ESKİ GENEL BAŞKANI DENİZ BAYKAL'DAN CHP ANAMUR İLÇE TEŞKİLATINA ZİYARET

Partisinin İlçe Teşkilatını ziyaretinde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Eski Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Gazipaşa da katıldığı bir düğün sonrası Anamur İlçe Teşkilatını ziyareti sırasında yeni  Partili Başkanlık sistemine deyindi ve “Yüzde 50 ile bir hükümet seçilebilir. Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ama anayasa  yapılmaz." dedi. 
Başkanlık sistemine geçiş için milletin yarısı talimat almadan ‘Hayır´ dedi.  Birilerinin talimatı ile ‘Evet´ diyenlerin yüzde 27´si  bile bu seçimin adil olmadığını düşünüyor.  Daha her şey bitmiş değil. Aynı kararlılıkla 2019 seçimleri için hazırlanacağız.” Dedi.  
2019 Seçimleri için Önümüzdeki Sonbahar Çok Önemli
2017 son baharı döneminin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken  Deniz Baykal; “Tabloda şekillenmiş değil, ne olacağı belli değil. Böyle bir aydınlanma ihtiyacı hepimizi yakından etkiliyor. Siyasi hayatımızın en kritik, en tarihi, geleceği belirleme bakımından  en önemli sürecinin içindeyiz.  İçinden geçmekte olduğumuz süreç, bizi tasavvurlarımızın ötesinde etkileyecektir.  Yani çok olağan üstü kaygı verici bir yeni dönem başlayabilir, öyle bir tehlikeyi bertaraf edebileceğimiz, herkesin kendisini tekrar güvende umut içinde huzur içinde bir ülkenin vatandaşı gibi hissedebileceği bir noktaya da gelebiliriz. Tam yol ayırımına doğru gidiyoruz.” Dedi.  
Anayasa Geleceğimizle İlgili düşüncelerimizin Resmi Bir Belgesidir. 
CHP Antalya Milletvekili ve eski Genel Başkanı Deniz Baykal, anayasa boyutunda kaygılı olduğunu söyledi. Baykal; “ Bu kaygılar artık alenileşti. Önce anayasa önerisi şeklinde karşımıza çıktı. Oyladığımız bu anayasa tasarısı, Türkiye için nasıl bir gelecek düşündüğümüzle ilgili resmi bir belge. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir anayasa yok. Böyle bir anayasa olamaz. Anayasa, iktidarın sınırlandığı, hukukun denetimine alındığı, hesap verdiği,  özgürlüklerin güvencede olduğu, yurttaşın söz sahibi olduğu, hak sahibi olduğu bir temel hukuk metni.  Dünyanın her yerinde böyle.  Öyle modeli var, böyle modeli var. Ama hepsinde herkesin yetkisi sınırlı, herkes ölçülü, herkes hesap verir, yargı her yerde bağımsız, hukuk her yerde üstün, milletin parasını millet harcar, görev verdiği harcayanlardan hesap sorar. Nereye harcadın,  nereye verdin. İster tam demokrasi olsun, ister monarşi olsun. Monarşilerde de böyle. İngiltere de Norveçte de öyle krallıklarda da öyle.  Bizde iyi kötü böyle bir dünyaya doğru dönüşüyor idik. Mustafa Kemal Atatürk, Kurduğu Türkiye Cumhuriyetini böyle bir devlet modeline göre kurmak istedi. Vatandaş söz sahibi olsun dedi. Milletin borusu ötsün, millet denetlesin, milletin üstünde kimse hükümferma olamasın. Dedi.  Kendi olmaya kalkmadı. 
Kafalarında Tekdüze Bir Sistem Var 
Ama birden bire böyle bir anayasa metni ortaya çıktı. Anlaşıldı ki, birilerinin kafasında, hukuk bana işlemesin, hukuku ben avucuma alayım. İstediğim gibi kullanayım.  Meclis söz sahibi olmasın, meclisin yetkilerini ben kullanayım, milletin parasını bütçesini ben harcıyım… Dünyanın her yerinde milletin parasını millet harcar… Hayır ben harcıyım. Bana kimse hesap soramasın.  Yargıyı tamamen ben şekillendireyim, Anayasa mahkemesini, Hakimler Savcılar yüksek Kurulunu.. böyle bir düzen. Olmaz böyle bir şey. Cumhuriyet dediğin, devletin devamını güvence altına alan bir rejim.” Dedi. 
Darbelere Güldük Geçtik
Konuşmasının devamında tarih boyunca bu ülkede darbelerle mücadele ettiklerinin de altını çizen Deniz Baykal, Cumhuriyetin şahsa, kişiye endeksli olmadığının altını çizdi. Atatürk´ün kurduğu düzenin devam ettiğini böyle devam ettiğini kaydeden Baykal; “ Millet oyları ile bir iktidarı devirdi, başka bir iktidar geldi. Ama sistem devam ediyor.  Çünkü bir devlet var mecliste çoğunluk değişti, siyaset değişti devam ediyor. Arkasından yine hükümetler, arada darbeler oldu, darbeyi yapanlar çektiler gittiler. Gitmek zorundaydılar. Gidecekler. Her birimiz o darbeleri yaşadık.  Hep beraber yaşadık. Bir gün bile şüphe etmedim ki, o darbe yapanlar geldikleri gibi gidecekler.  Bize on yıl 7 yıl yasak koydular.  Siyaset yapamazsınız diye. Güldük geçtik.  Hepsi geldi geçti. Milet gene bu ülkede söz sahibi oldu. Böyle bir düzen kurulmuş. Şimdi bu düzen bozulacak arkadaşlar.  Millet yarı yarıya dedi ki olmaz kardeşim.  Bu anayasayı milletin çoğunluğu kabul etmedi. Dünyanın her yerinde yüzde 50 oyla milletvekili olunur. Belediye başkanı olunur.  Bir iktidar yüzde 50 oyla seçim kazanır. Ama yüzde 50 oyla anayasa yapılmaz. Millet bilerek hayır dedi. Hayır kesiminin bir karargahı var mıydı.” Dedi.