CHP'Lİ ERDOĞDU: KOALİSYON VEYA SEÇİM HÜKÜMETİ KURULMASI İPOTEK ALTINDA

Haber Merkezi - CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyhan Erdoğdu, kongre sürecinin devam ettiği partisinde mahalle delegelerinin seçimi ve örgüt çalışmaları kapsamında Mersin’e geldi.

Örgüt çalışmaları öncesinde CHP Mersin İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Erdoğdu, koalisyon hükümeti çalışmaları kapsamında bugün gerçekleşecek AK Parti-MHP görüşmesi, olası erken seçim ve önümüzdeki kısa dönemde ortaya çıkabilecek senaryolara ilişkin görüşlerini aktardı. Toplantıya, CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Mersin Milletvekilleri Aykut Atıcı ve Hüseyin Çamak da katıldı.
Sözlerine son günlerde Türkiye’de meydana gelen terör olayları ve şehit haberlerine işaret ederek başlayan Erdoğdu, Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiğini söyledi.

“Her gün bir şehit cenazesi içimizi yakıyor” diyen Erdoğdu, bu zor günlerin en acısını evlatlarını kaybeden annelerin, babaların, babasız kalan çocukların yaşadığını vurgulayarak, acılı ailelere ve tüm millete baş sağlığı ve sabır diledi.

“CHP’NİN KOYDUĞU 14 İLKE OLMAYACAK ŞEYLER DEĞİL”

Daha sonra 7 Haziran seçimlerinin ardından bugüne kadar geçen süreci değerlendiren Erdoğdu, 7 Haziran seçimlerinin verdiği sonucun, geniş kitlelerin bilgeliğini gösterdiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu hükümeti kurmakla görevlendirmesinin ardından CHP olarak yürüttükleri koalisyon görüşmelerini, ortaya koydukları 14 ilke çerçevesinde yürüttüklerini kaydeden Erdoğdu, “Neydi yapılan? Biz ilkelerimizi koyalım, yani mesele hangi bakanlık kimin olacak, kim kırmızı plaka sahibi olacak, kim neyi alacak gibi sığ ve yüzeysel bir değerlendirme değil, Türkiye’nin geleceği için birlikte yönetebileceğimiz temel ilkeler ne olacak? CHP’nin koyduğu 14 ilke olmayacak şeyler değil. Tam tersine bu temel ilkeler sadece Türkiye’de değil, dünyada hukuk devletine, demokratik hak ve özgürlüklere, sosyal haklara riayet eden ve bunu önceleyen bütün siyasi partilerin, bütün rejimlerin, bütün hükümetlerin temel aldığı ilkelerdir” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI SÜRECE MÜDAHALE ETTİ. BU MÜDAHALE BUGÜN DE DEVAM EDİYOR”

Koalisyon görüşmeleri sırasında 5 ana başlığa indirgedikleri bu ilkelere itiraz gelmediğini anımsatan Erdoğdu, AK Parti’den görüşmeler sonrasında yapılan açıklamada, ‘Biz 3 aylık geçici bir hükümetle seçime gitmek istiyoruz’ denildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bu olmaz. Halk bize onu demedi. Gidin bir daha seçim yapın, 3 aylık bir geçici hükümetle önüme gelin demedi. Onun için biz eğer milli iradeyi hepimiz kabul ediyorsak, halkın verdiği işaret doğrultusunda temel ilkeler çerçevesinde bir koalisyona hazırdık. Olmadı.”

AK Parti-CHP koalisyonunun kurulamamasının sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gösteren Erdoğdu, şunları söyledi: “Olmamasının en önemli sebeplerinden birisi de Cumhurbaşkanının anayasal sınırlar içinde kalmadan bu sürece müdahale etmesidir ve bu müdahale bugün de devam etmektedir. Seçim öncesinde olduğu gibi bugün de anayasal sınırları aşarak müdahale etmesidir. Kendisinin de ifade ettiği gibi fiilen ‘de facto’ Türkiye’de rejim değişikliğine gitmiş olması, anayasal düzeni bu anlamda kendi anlayışına göre bir ‘tek kişi’ yönetimiyle ikame etmeye kalkışmasıdır. Biz bu durumda Türkiye’nin geleceği için gerekeni yapmış olmanın iç huzuru içerisindeyiz. Onun için önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak senaryolara hazırız.”

“KOALİSYON VEYA SEÇİM HÜKÜMETİ KURULMASI İPOTEK ALTINDA”

Önümüzdeki dönemde bekledikleri senaryoları da açıklayan Erdoğdu, Türkiye’de siyasetin artık kısa vadeci olduğunu, önümüzdeki çok kısa vadede neler olabileceğini dahi şimdiden kestirmenin mümkün olmadığını kaydetti. Erdoğdu, olası senaryoları şöyle sıraladı: “Yasal çerçevedeki alternatiflere bakarsak, bir AKP-MHP koalisyon hükümeti kurulabilir mi? Görünmüyor, çünkü bu alan müdahale altında. Bu alan ipotek altına alınmış durumda. Yani bir koalisyon hükümeti olayı Cumhurbaşkanının ipoteği altında. Bir azınlık hükümetiyle erken seçime gitme niyeti olduğu düşünülebilir ama gene teamüllere göre aslında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümeti kurma görevini vermesi lazım. Böyle bir talebimiz var ama siyasetin böyle tek kişi ipoteği altına alındığı ortamda ne bu anayasal teamüllerin ne de bu doğru yolun hayata geçirileceği konusunda emin olma durumunda değiliz.

Dolayısıyla önümüzde bir azınlık hükümetiyle gidilebilecek bir erken seçim olabilir. Her siyasi partiden milletvekillerinin katılmasıyla bir seçim hükümeti kurulması da gene bir ipotek altına alınmış durumda. Dolayısıyla demokratik teamüllerin işlemediği, anayasal rejimin değiştirildiğinin iddia edildiği bir ortamda teamüllere ve hukuka dayalı bir tahminde bulunmak ne yazık ki zorlaşıyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreci hep birlikte yaşayarak göreceğiz.”

“ERKEN SEÇİME HAZIRIZ. ESAS KADER SEÇİMİ BU OLACAK”

Bir erken seçim olması durumunda CHP’nin örgütleriyle seçime hazır olduğunun da altını çizen Erdoğdu, “Kuşkusuz hazırız, bundan hiçbir tereddüdümüz yok, çünkü kendimize, doğru olduğumuza, doğru bir yol izlediğimize güveniyoruz. Türkiye’yi bütün çıkarların önüne, kişisel çıkarların olduğu kadar hatta parti çıkarlarının önüne koyduğumuzu düşünüyoruz. Bir erken seçim ihtimali durumunda bütün hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bildirgemizde yeni koşullara göre eklemeyi düşündüğümüz yönler var. Bu çalışmalar yürütülüyor” ifadelerini kullandı.

Her seçim için ‘kader seçimi dendiğini, ancak esas kader seçiminin bu olacağını belirten Erdoğdu, “Eğer bugün Türkiye’de yürütülen bu kan siyaseti üzerinden bir yeniden tek parti iktidarı inşa etme çabaları bu amaçları biz bunun önüne set çekemezsek o zaman Türkiye’nin gerçekten kader seçimiyle karşı karşıya olduğumuzu göreceğiz. Ama çekeceğiz. Buna inanıyorum. Çünkü halkımız bilgeliğini, aklını daha birkaç ay önce gösterdi. Bu bilgeliği, bu aklı ve Türkiye’nin geleceğine olan bu inancı yeniden göstereceğine inanıyorum. Güvenilir sayılabilecek anketler, benim söylediklerimi doğruluyor.

Yani kan siyaseti üzerinden, şiddet üzerinden, gençlerimizin geleceği üzerinden yürütülen bir baskı, zulüm ve şiddet politikasıyla Türkiye’yi savaşa sürükleme ihtimali olan bir dış politikayla, demokratik hak ve özgürlüklerin, anayasal rejimin askıya alınmasıyla bu işleri kendi bildikleri gibi çözmeye heveslenenlerin hevesi kursağında kalacak. Çünkü halkımız bu bilgeliği çok yakın bir zamanda gösterdi” şeklinde konuştu.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğdu, Ahmet Davutoğlu-Devlet Bahçeli arasında bugün gerçekleşecek koalisyon hükümeti görüşmesine ilişkin bir soruya, bu konuda yorum yapmak için erken olduğu yanıtını vererek, “Ama benim gördüğüm kadarıyla MHP’nin şart koştuğu 4 koşuldan birinin Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmediğini net bugünden görüyoruz. Bu anayasal sınırlar içine çekilme. Onun için sorunlu görüyorum ama bu koalisyon görüşmesi konusunda şimdiden bir yorum yapmak yanlıştır. Partilerimiz görüşsünler, sonucu onlar yetkili organlarıyla kamuoyuna açıklarlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanının teamül gereği Kılıçdaroğlu’na görev vermesi durumunda CHP’nin bir planı olup olmadığı sorusunu da Erdoğdu, “Teamül öyledir ama teamüllere pek uyan bir Cumhurbaşkanı yok. Ama böyle bir şey olursa eğer önündeki olanaklara göre Kılıçdaroğlu bir hükümet kurma çabasına mutlaka girer. Emin olun bugüne kadar yürütülen çabalardan çok daha özgür, çok daha verimli, çok daha uzlaşmacı bir çaba olur” şeklinde yanıtladı.

Olası erken seçimde CHP’nin politikasının ne olacağı, seçime mevcut listeyle mi gideceği de sorulan Erdoğdu, CHP’nin önseçimi hayata geçirdiğini ve listelerin buna göre belirlendiğini anımsatarak, “Bu tabi bizim için bir erken seçim durumunda çözülmesi gereken çok ciddi bir durum. Bir yandan kongre sürecimiz var, bir yandan erken seçim süreci var, bir yandan da mazbatalarını almış ve yemin ettikten sonra sadece bir gün olağanüstü toplantıda Meclis’e girebilmiş bir vekil heyetimiz var.

Genel Başkanımız, milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, genel eğilimin, kendisinin vicdani eğiliminin, önseçimle gelmiş mevcut milletvekillerimizin milletvekilliklerinin devam ettirilmesinin bir formülünü bulma yönündedir. Ama bu bir kanaat belirtisidir. Önseçim yok demiyorum. Ortada hukuki bir durum var, bununla ilgilenecek MYK” dedi.