23 Kasım 2024
  • İçel21°C

HİKMET ÜNLÜ’NÜN AKİNE (AK-ANA) ÜZERİNE ARAŞTIRMASINA KATKI

Yazar Nihat Erkan, "Hikmet Ünlü’nün Akine (Ak-Ana) üzerine araştırmasına katkı" adlı yazında Akine'yi yazdı... İşte o yazı...

Hikmet Ünlü’nün Akine (Ak-Ana) üzerine araştırmasına katkı

27 Nisan 2015 Pazartesi 15:43

Dragon ırmağı üzerinde yer alan Akine, Hititler (Etiler) döneminde bir yerleşim yeri olduğu, o dönemdeki adlardan bellidir. Akine, Etrüsk ve orta Asya Türkçesi’nde kartal anlamına geldiği görülmektedir. Akine’nin bulunduğu yerdeki tepenin uzaktan görünüşü kartal burnunu andırıyor.(1) Akine adının derin bir mitolojik temele dayandığı gerçeğini Hikmet Ünlü ifade ediyor. İçel yöresi V11 yüzyılda Arap akınlarına uğradı. Bu akımlardan Anamur’da kısmetini aradı. Araplar Dragon vadisini cennetten bir köşe olarak görürler. Kuren (Ormancık)’ın yerleşim yeri olması o tarihlere dayanır. Roma İmparatoru Calicula (M:S:37-40) Kilikya kıyılarını Kommegone Kralı IV. Antiocosa verir. Komegene Prensliği sınırları Ayaş İçel Ala köprü Dragon ırmağı boyundan Karaman’a kadar uzanır. (2)

Hikmet Ünlü, “Yaratılış efsanesine göre erkek ve kadir-i mutlak olan merhametli Kayra Han Ülgen Ata, bu güzel evreni Akine’den aldığı ilham ile yarattı. Ahlakın esası olan doğruluk ve metaneti de Ülgen Ata, Akine’den öğrendi. Türk mitolojisinde güç tartışmasız biçimde erkek dünyasına aitken, Orhun Abideleri’nde de adı geçen, çocukların ve hayvan yavrularının hamisi olan Umay ana gibi panteonda çok önemli ilaheler bulunur. İnsanların saadet ve refahını sağlayan aile tanrıçası, Ateş İlahe (Ot-ine)’dir. Hayatın kaynağı olan Güneş Ana (Gün-ine), ilahe iken soğuk yüzlü ay İlah.  Bu sırada Ülgen’in gönlüne bir ilham gelir. Altaylılarca kabul edilen iki dişi ruhtan birisi olan Ak-Ene (Ak Ana) Ülgen’e yaratma kudretini ve ilhamını vermiştir. Ülgen’e göklerden gelen bir ses emir verir ve bu emir üzerine Ülgen denizden çıkan bir taşın üzerine çıkar. Bundan sonra Ülgen yerin ve göğün nasıl yaratılacağını düşünürken su içinde yaşayan Ak-Ene çıkıp gelir, Ülgen’e bir yaratıcı olarak bu işi nasıl yapması gerektiğini öğretir ve Ülgen de yeri göğü yaratır.

Bir Ak Ana (Ak-Ene) var idi, yaşardı su içinde,

Ülgen’e şöyle dedi, göründü su yüzünde;

-Yaratmak istiyorsan sen de bir şeyler Ülgen,

Yaratıcı olarak şu kutsal sözü öğren!

Deki he, “Yaptım oldu” başka bir şey söyleme!

Hele yaratır iken “Yaptım olmadı!” deme!

Beyaz rengin dünya genelinde çeşitli mitoloji ve kültürlerden doğan en genel anlamları, aydınlık, ışık, güneş, hava, saflık, temizlik, iffet, masumiyet, sadelik, mükemmellik, kutsallık, kurtuluş, ruhsal yeniliktir. Dolayısıyla yaradılış esnasında Ülgen’e ilham veren peri ya da ruhun adı da Ak-Ene/Ana’dır. Akine adı, her türden amansızlığa karşın Akineliler’ce, mitolojiden gelen adına yaraşır bir anlam taşır.

1640-1740 Tarihleri arasında Anamur’a oymaklar yerleşir. Sami Gürtürk’ün yazdıklarına göre, Anamur beyliklerinin isyanı Osmanlı’nın görevlendirdiği Silifke mutasarrıfı Seyit Ali Paşa sindirmiştir. 18.yüzyılın sonlarında Anamur Şıh Ali Semerkandi torunlarından Karamanlı Şıh Çoban oğullarından Topali Bey tarafından gelenek sürdürülür. 1466 de Fatih Sultan Mehmet, Karaman Beyliği’ni kendine kattığında Şıh Ali Semerkant ile karşılaşır. Asrının ve yörenin din bilginiyle görüşmesinde hayran kalır. İstanbul’a davet eder. Şıh Ali Semerkant Fatih’in Karaman’ı işgalinde otuz bin Müslüman, on bin gayrı müslüme dehşet saçıp zulmettiğine tanık olduğundan, “Ben Toroslar’dan Akdeniz’e kadar çobanlığımı yapar, irşadımı yayarım” yanıtını verir.

Şıh Ali Semerkant Fatih Sultan Mehmet’e Bahrul Ulum (Bilim denizi) Kur’an tefsiriyle el yazması eserlerini armağan eder. Aynı eserler Zeyne (Sütlüce)’deki makamındadır. (3)

Zeyniye mezhebi Işıkçılık bir İslami yeni Eflatuncu mezhep olan “Tanrı bir ışık bir(Nur)’dur. Gerçek sevgiyle kavranır.” Felsefesidir.

Şıh Ali Semerkant nesli eski kavimler Aşiretler gibi Taşoluk-Şabanoluk, Türke, EL-Balak, Akine, Ala Köprü üzerine yönelen bir yaşam sürer.

18. yüzyılda Ak-ine’den Orta-köye yerleşen Hasan Hoca ve Kalaycı Hoca obaları, Toroslar’da hem çobanlık yaparlar hem de Şıh Ali Semerkant neslinden din adamlarından eğitim alırlar. Kalaycı ve Hasan hocalar, yöre halkından felaketzede ve hastalara iyi gözle bakıp şifalar, nazarlar, en iyi dilekler eylediklerinden 18.yy’da Kalaycılar ve Postallar (Eyi gözler) namıyla anılır.  

Hasan Efendi Hoca, annemin büyük babası Annem Nine Kadın yüz bir yaşında bugün. Türkmen göçerlerin iki asrı aşan tarihi serüvenini belli bir zaman diliminde tartışmaya çalışıyoruz.

Sevgili Hikmet’in çalışmalarına katkı adına katkıyı son derece önemsiyorum. Anamur’un tüm halkına örnek olurcasına (son yıllarda ne yazık ki, çok düşük düzeyde olmakla birlikte) geçmiş yıllarda hayvancılıkta, devlet desteği almaksızın sulama suyu kanalını imeceyle yapan ilk köydür.

İlk arıcılık kooperatifi Akine’de kuruldu. Kooperatifçilikte, son yıllarda yoğun çilek üretimi ile tarımda, diğer köylere oranla çok sayıda okumuş insana sahip. Eğitim öğretimde, ünlü şairlerimizden Cemal Süreyya’nın, “Kasabalı lorca” diye betimlediği Akine’nin ilk öğretmenlerinden birisi olan Şair Abdülkadir Bulut’u (1943–1985) ile edebiyatta ve daha pek çok konuda Ak-Ana’lığını yaparak ölümsüzleşmiştir.

1-Fikret Kutlay; Anamur Ötüken

2-Kaynakça: Sami Gürtürk

3-Kerim Yunt; İçelden yapralar

 

 YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.