21 Kasım 2024
  • İçel17°C

TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSUNDA BİR DEVLET KURULMASINA BAKIŞI

Nihat ERKAN

02 Temmuz 2015 Perşembe 01:18

Türkiye-Suudi Arabistan ve Katar işbirliğiyle Esad’ı yıkma politikası Türkiye’nin güneydoğusunu derin bir çıkmaza sokmuş durumda.

Suriyeli Kürtler ABD’nin desteğiyle IŞİD’i kovalıyor; açtıkları koridoru Akdeniz’e kadar ulaştıracaklar ve bir PKK/PYD devleti kurma olasılığı büyük bir endişe yaratıyor.

Aslında alınacak acil önlem Esad’ı IŞİD’e karşı destekleyip Suriye Kürdistanı’nın Suriye’nin bir parçası olarak kalmasını sağlamak kalıyor.

Suriye’de Kürt varlığı, Suriye içinde bir üst aşamaya ulaşmış durumda.

 Yaşanan süreçte sonucu göreceğiz. Savaşan güç aslan payını alır.

 ABD ve Batı, orada kendi egemenlik politikaları çerçevesinde hareket ediyor. Suriye hükümeti ile savaş birliği yapsalar, IŞİD’i daha rahat bitirebilirler. Öyle de oluyor.

 Ama tercihleri ayrı ayrı gerçekleşebiliyor.

İç savaşa verilen destekle güneyimiz kana bulaşmıştır. Nihayet bugünkü sonucu yaratmıştır. Adama destek verin, ülkesinin bütünlüğünü korusun.  Bu basit gerçeği göre Suriye’de intikamcı nefretin esiri olunmamalı. Günümüzde daha büyük bir kaybın peşine sürüklenmenin sebebi yok.

İstifa etmiş kabinenin şimdi derdi, orduyu Suriye’ye sokarak içeride büyük bir propaganda makinesini harekete geçirmek ve hemen erken seçime gitmeyi kurgulamayı mı amaçlıyor?

Bu güçlü bir seçenek olarak masaya getiriliyor gibi bir görünüm arz ediyor. Eğer burada gerçekten ısrarlıysalar, Esad ile ilişkileri düzeltmeyi isteyen CHP ile koalisyon istekleri gerçekleşmesi zorunlu. Ama iktidarın külliyen koalisyona yaklaşıp yaklaşmama keyfiyeti de var.  Mutlaka koalisyonla bu iş nasıl çözülür bilinmez.

AKP seçim yenilgisini, kısa sürede nasıl bir seçim manevrasına dönüştürmenin hesapları içinde gözüküyor, ama bu ani çıkışta kullanılan taktikler geri döner ve atanı vurur. İşin uluslararası sosyal ve ekonomik boyutlarını kimse görmezden gelemez.  Yapılacak bir yiğitlik varsa o iki milyon Suriyelinin ülke içinde yarattığı sıkıntıyı gidermeden daha başka girişimlerde bulunmak en açık anlamıyla bataklık yaratmaz mı?